Montessori materyalleri 6 temel alanda sınıflandırılır: Günlük Yaşam Materyalleri, Duyusal Materyaller, Dil Materyalleri, Matematik Materyalleri, Biyoloji Materyalleri ve Coğrafya (Kozmik) Materyalleri.
Çocuğun gelişiminde ilk adımlar bir dönüm noktasıdır. Durağan konumdan hareket edebilir hale gelen çocuk, hareket etmeye duyarlı bir döneme girer. Montessori’ye göre çocukların hareketleri bir amaca hizmet eder: Beden üzerinde hakimiyet kurmak. Bu hakimiyet çift yönlüdür; beden zihne, zihin bedene hükmetmeyi öğrenir. Bu nedenle çocuklar, bağımsız ve kendi kendine yeten bireyler olmak gibi bir hedefe yönelik hareket ederler. Montessori Yöntemi'nde çocuğun bu hareketleri "iş" olarak tanımlanır.
Yaşamın ilk yıllarında çocuk henüz sözel bilgileri anlayacak düzeyde değildir; çünkü temel kavramlar —uzay, zaman, nitelik, nicelik gibi— henüz oluşmamıştır. Bu kavramlar yaşantı yoluyla öğrenilir. Özellikle uzay kavramı çocuğun hareketiyle, zaman kavramı ise değişimin fark edilmesiyle kazanılır. Bu nedenle öğrenme, çocuğun içinde bulunduğu fiziksel çevreyi deneyimlemesiyle gerçekleşir. Hazırlanmış bir mekanda her şey çocuğun boyutlarına uygundur. Çocuk bu ortamda tam bir hareket özgürlüğüne sahip olur ve mekanı kendi iradesiyle kullanabilir. Böylece çocuk, yardıma ihtiyaç duymadan hareket edebileceğini keşfeder ve kendine yeterli birey olma duygusunu geliştirir. Mekan çocuk için hazırlanmıştır; bu hissiyat çocuğun özgüvenini pekiştirir.
Montessori Yöntemi’nde düzen anlayışı yetişkinlerden farklıdır. Yetişkin için düzen; derli toplu olmak anlamına gelirken, çocuk için düzen; nesneler arasındaki ilişkidir. Çünkü çocuklar nesnelerin işlevlerini ancak bir bütünlük içinde kavrayabilir. Örneğin; tabağın yanına yerleştirilmiş bir çatal, çocuğa onun işlevini açıkça anlatır. Bu nedenle Montessori sınıflarında tüm materyaller belli bir düzene göre yerleştirilmiştir. Her materyalin yeri sabittir ve bu sayede çocuk, öğrenmek istediği aracı her zaman aynı yerden alır ve aynı yere koyar. Bu tekrar sayesinde çocuk, yaptığı işte ustalaşır.
Düzenli fiziksel çevre, çocuğun dünyaya dair ilk deneyimlerinde güvenlik hissini pekiştirir. Montessori sınıfları bu güvenli ortamı sağlayacak şekilde tasarlanır. Maria Montessori bu noktayı şöyle ifade eder: “Açıkçası, çevre yaşayan bir yapıda olmalıdır, daha yüksek bir zeka tarafından yönetilen ve düzenlenen, sırf bu iş için yetiştirilmiş yetişkinler tarafından.”
Montessori Yöntemi çocuğun tüm potansiyelini en ileri seviyede geliştirmeyi hedefler. Sorgulayan, keşfeden, kendine yeten bireyler yetiştirmek ana hedeftir. Montessori Yöntemi, mutlu ve üretken bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir yaşam eğitimidir.